Yıldız ve Genç kategoriler de dahil sekiz Türkiye Şampiyonluğu, iki sezon sonu genel klasman şampiyonluğu ve ikisi birincilik olmak üzere altı Balkan Şampiyonası podyumu. Bunlar, 20 yaşındaki genç yetenek Keziban Koyun’un, takım arkadaşlarının deyimiyle ‘Kezi’nin, bisiklet sporunda kısa zamanda elde ettiği başarılardan sadece birkaçı. Bu başarıların ardında yatan motivasyonu anlamak, Keziban’ı daha yakından tanımak içinse hikayeyi en başından Keziban’ın kendisinden dinliyoruz.
Konya’da dünyaya gelen ve ailesiyle birlikte İzmir’de yaşamakta olan Keziban’ın sporla olan geçmişi elbette bisikletle tanışmasından çok daha öncelere uzanıyor. “Spora küçüklükten bu yana ilgi ve merakım vardı. İlkokulda derslerden önce Beden Eğitimi öğretmenimle atletizm branşında çalışmalar yapardık. Her gün sıkılmadan heyecanla giderdim bu çalışmalara ve benim için büyük zevkti. Her zaman çalışma odaklı, heyecanlı ve hırslıydım. Sonunda da zamanla başarıyı hedefleyen biri olarak kendimi eğitmeye başladım.”
Atletizmle başlıyor Keziban Koyun’un spor hayatı. Uzun yıllar pistlerde ter döktükten sonra bulundukları yerden taşınmaları ise bisikletle tanışmasını sağlayan şey oluyor. Taşınma sebebiyle yeni bir okula geçiyor Keziban. Bu süreçte 1 yıl süreyle atletizme ara vermek zorunda kalıyor. O dönem İzmir Çiğli’de hem kaymakamlık hem de spor kulüplerinin desteği ile okullarda ‘bisikletin yıldızları’nın seçileceği bir proje başlatılıyor. Projeye dahil olan 22 ortaokulun içinde Keziban’ın yeni kayıt olduğu okul da bulunuyor ve Keziban, seçmelere katılıyor.
Halihazırda zaten sporla iç içe büyüyen Keziban, bisiklete ayak uydurmakta zorlanmıyor ve güçlü duruşu, cesareti ve özgüveni ile önce okul takımında sonrasında ise projeye destek olan spor kulüplerinden birinde buluveriyor kendini.
Bundan sonrası ise oldukça hızlı ilerliyor Keziban için. Atletizmden dolayı zaten sportif alt yapıya sahip olan Keziban’ı kulüp, yaklaşmakta olan Türkiye Şampiyonası müsabakalarına katılmak üzere ikna ediyor. Hemen antrenmanlara koyuluyor Keziban, kulübünün sağladığı ekipman ve bisikletle.
Uzun süre spordan uzak kaldığı için heyecan ve hevesle başlıyor antrenmanlar Keziban için. Ardından sıra geliyor ilk yarışa. 15 yaşında, Yıldız kategorisinde start aldığı yarışı 4. sırada tamamlıyor. Yıl içinde pek çok yarış koşuyor Keziban ve ardından birincilikler gelmeye başlıyor. Türkiye Şampiyonlukları, Balkan Şampiyonlukları ve daha niceleri.
Başta ailesi olmak üzere kendisini bu sporda destekleyenleri bir gün bile yanıltmıyor Keziban. “Ailemin desteği çok büyük. Her zaman, hatta küçüklüğümden bu yana beni hep güven duygusu içinde büyüttüler. Her yarış öncesi ve sonrasında yanımda olduklarının farkında olarak yarıştım hep. Kendime güvenmemin en büyük sebebidir ailemin desteği.
Sadece kazandığım zaman değil, kaybettiğim zaman da hep yanımda oldular. O yüzden etkisi ve destekleri çok büyük. Her ailenin çocuklarına desteği özellikle sporcu çocuğu var ise ona inanıp desteklemesi büyük etki yaratıyor.”
Bisiklete başladığında ailenin en büyük korkusu kuşkusuz, derslerinde de çok başarılı olan Keziban’ın, okul hayatının etkileneceğinden şüphe etmesi oluyor. Ancak Keziban, bisikletteki başarısını okula da taşıyor ve spora başladığı ilk günden bugüne dek ailesinin bu konuda da sonsuz güvenini kazanıyor.
“Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği bölümünde 2. sınıf öğrencisiyim. Spor ve okul birlikte çoğu zaman ciddi anlamda zor ilerliyor. Ancak antrenmanlarımı, ders saatlerine göre ayarlayarak bunun da üstesinden gelmeye gayret ediyorum.”
Keziban, şüphesiz Türkiye’nin gelmiş geçmiş en başarılı kadın sporcularından biri. Başarısının altında ise kendine olan güveni, hırsı ve cesareti yatıyor. “Kendime güvenim ve hırslı olmam performansımın bir parçası diyebilirim. Zaten bu olmaz ise başarının geleceğini pek sanmıyorum. Öncelikle inanmak gerekiyor. Rakiplerimden çoğu zaman, bir yarışı kötü bitirdiğime inandığımda bile ‘Sen yaparsın!’ gibi ifadeler duyuyorum. Elbette bu, sahip olduğum özelliklerin beni iyi tanımlıyor olmasından ve insanların da artık bu özelliklerimi iyi biliyor olmasından kaynaklı!”
Yıldız ve Genç kategorilerinden sonra Keziban artık Elit kategoride mücadele ediyor. Yeni rakiplerle mücadelenin nasıl olduğunu soruyoruz Keziban’a, cevap verirken elbette yine kendinden gayet emin. “Artık kendimi daha iyi tanıyabiliyorum. Yorulduğum zaman ne yapacağımı, yarış içinde nasıl davranacağımı, performansımı en iyi şekilde nasıl yansıtabileceğimi, eksik veya iyi yönlerimi, geliştirmem gereken alanları, takım olmayı, takım içindeki yerimi biliyor ve zamanla daha iyi öğreniyorum. Bir de elbette bunun için rakiplerimden önce kendimi eleştirmeyi de asla bırakmıyorum!”
Keziban’ı yakalamışken şu an içinde bulunduğu Bisan Bisiklet Takımı’nı da soruyoruz. “Bisan Bisiklet Takımı ile 2019 sezonu sonlarına doğru tanıştım. 2020 sezonu için güzel bir planlamayla takımda yer vermek istediler ve ben de takımda olmak istediğimi belirttim. Özellikle spora başladığım şehir olan İzmir’de bulunan bir takım adına yarışmak benim için oldukça gurur verici. Bisiklet gibi özellikle çok ekipman gerektiren bir sporda, Bisan gibi bir markanın içinde olduğu bir takımla birlikte çalışmak büyük şans. Başarıya odaklanan bir ekibiz. Her zaman birbirimize olan desteğimiz çok büyük.”
Keziban ile görüşmemizi sonlandırmadan evvel, son olarak Türkiye’de yetişmekte olan bir sporcu olarak en büyük hayalinin ne olduğunu soruyoruz. Hayal kurmaktansa gerçekçi olmayı yeğliyor Kezi! “En büyük hayalden ziyade şu an bulunduğumuz şartlar altında sadece isteğim, uluslararası yarışlarda podyumda yer almak.”
Keziban, Avrupa Şampiyonası, Avrupa Oyunları, Balkan Şampiyonası gibi önemli yarışlar da dahil ulusal ve uluslararası pek çok yarışta ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeyi sürdüren gelecek vadeden bir sporcu. Dileriz Keziban’ın başarılarla dolu öyküsü, hangi branştan olursa olsun nice kadın sporcuya ilham kaynağı olur!
Keziban ile kısa kısa;
Bisiklet dışında neler yapıyorsun?
Bisiklet ve okul derken açıkçası pek bir sosyal hayatım olmuyor. Genellikle boş zamanlarımı aileme ve dinlenmeye ayırıyorum.
Dağ bisikletinde de yarıştın bir dönem. Devam ediyor musun hala?
Elbette devam ediyorum fakat bu sene açılışı yapamadım. Geçen sene özellikle dağ bisikletine ağırlık vermiştim. Dağ bisikletini özlediğimi söylemek isterim.
Bisikletçi olarak nasıl tanımlıyorsun kendini?
Fiziksel yapım itibariyle sprint ve zamana karşı yeteneğim daha ön planda.
Beğendiğin, takip ettiğin, belki tarz olarak da kendine yakın hissettiğin bisikletçi?
Anna Van Der Breggen.
En zorlu yarışın?
Grandprix Dimçayı
Senin için en unutulmaz an?
İlk kez Balkan Şampiyonu olup bayrağımızı dalgalandırdığım o an!
Antrenmana çıkarken mutlaka yanına aldığın 3 şey?
Pompa, lastik ve levye 🙂
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!