Yazı Zuhal Yekeler
Bisiklet, yalnızca bir ulaşım aracı ya da spor dalı değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği açısından da güçlü bir sembol.
Dünya üzerinde insan eliyle yaratılan aletler içinde hiçbiri bisiklet kadar insana yakın ve insanla bütün olamamıştır. Bisikletin bir spor aracı olmasının yanı sıra bir kültür ve ulaşım aracı da olması, onu diğerlerinden ayırır. Genelde spor yapmanın, özelde bisiklete binmenin faydaları saymakla bitmez. Ama burada sizlere bisikletin özellikle kadınların hayatında nasıl bir fark yaratabileceğini anlatmaya çalışacağım.
Bisikletin tarihi, dünyada yeni olmakla birlikte; kadınlarla birlikte geçirdiği zaman daha da yenidir. 1800’lü yıllarda tanıştığımız bisiklet, çoğu erkek için zamanın ruhuna uygun yeni bir oyuncak. Kadınlar için ise yeni bir hayatın başlangıcı; bambaşka bir dünyaya açılan kapı olmuştu. Başlangıçta o zamana dek alışılagelmiş giyim şekillerini değişime zorlamakla birlikte. Bu giyimle kalmadı, toplumsal rolleri de sekteye uğrattı. Kısaca, ezberleri bozdu. Bisiklet, kadınlar için tek başlarına gidebildikleri bir dünyanın kapılarını aralayan. Kısıtlamaların ortadan kalktığı paralel bir evren olmuştu adeta.
Düşünün; kabarık, gösterişli etekler, sıkı korseler, büyük şapkalarla yeterince hareketli olamayan bir yaşam içindesiniz. Bir kadın olarak toplum sizi bu profili taşıdığınız sürece benimsiyor. Birdenbire bir icat ortaya çıkıyor; sizi değişime zorluyor. Daha rahat ve güvenli sürüş için kıyafetlerde başlayan değişim, zamanla zihinsel ve bedensel bir dönüşüme sürüklüyor. Alışageldiğiniz yaşam biçimini, değerlerinizi silkeliyor. İşte bu yüzden bisiklet, sınırları ve duvarları ortadan kaldıran androjen bir araçtır.
Kadınların bisiklet kullanmasının göreceli artısı risk almalarını ve bu riskin sorumluluğunu taşımalarını sağlamasıdır. Bu nokta önemlidir; çünkü kız çocukları yetişme çağında bu konuda erkek çocuklara göre daha geride bırakılmaktadırlar.
Bisiklet ile fiziksel ve zihinsel gücünüzü keşfedin
Bunun sebebini kolektif bilincin cinsiyete dayalı iş bölümü algısında arayabiliriz. Bu koşullanmanın olumsuz sonuçları genç kadınların yetişkin hayata geçişte birtakım adaptasyon güçlükleri yaşaması olarak gözlemleniyor. İçselleştirilen ezberlerle yüzleşebilmek için. Bizi çocukluğun özgür alanına geri götürecek sihirli alet olan bisiklet ile mümkün olabilir. O andan sonra bisikletiniz, bulunduğunuz mekan ve kafanızdaki hayaletle baş başasınız. Savaşmanız gereken tek kişi var ve o da siz ve inançlarınız. O inançlarla yüz yüze gelmek ve hayatı sorgulamak için bundan daha zorlayıcı ve uygun bir zemin daha yoktur. İşte bir kadının hayatı sorgulaması için ideal alan, bisikletin sırtında gittiği andır.
Bisiklet insan gücüyle ilerleyen bir makinedir; bu da ona canlılık katar. Fiziksel ve zihinsel gücünüzü keşfetmenizi sağlar. Bisiklet, eril çevre koşulları içinde yaşayan kadınların kişisel ve sosyal gelişimini destekleyen ve güçlendiren önemli bir araçtır. Bu sayede kadınlar, öz saygılarını ve güvenlerini güçlendirebilir, pozitif beden imgesi kazanabilir, sağlıklı bir alışkanlık edinebilir, problem çözme becerilerini geliştirebilirler. Yapılan çalışmalarda kadın ve erkek beyninin çalışma prensiplerinde ergenlik dönemine dek bir fark rastlanmadığını. Ancak bu dönemden itibaren birtakım farkların oluşmaya başladığını görüyoruz. Bunu yalnızca hormonsal değişimlerle açıklamak yetersiz kalacaktır. İnsan gelişiminde toplumsal ve çevresel etkileşimler en az biyolojik gelişim kadar önem taşır.
Bisiklet kullanmanın toplumsal cinsiyet etkileri
New York Üniversitesi tarafından kız ve erkek çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda. Kendinden memnun ve mutlu olma hali ilkokul çağındaki çocuklarda kızlar ve erkekler arasında. Kızlarda %10 daha düşük iken, bu oran ortaokulda %17, lisede %19’a dek çıkmakta. Bu aşamada, toplumun kadın ve erkeklerden beklentileri ile cinsiyetler arası kamusal alanın farklılaşmasının. Kadınların özgüven ve kendinden memnun olma durumunda ciddi düşüşlere sebep olduğuna şahit olmaktayız. Bunun önüne, doğru zaman ve yerde uygulanacak sportif bir eğitim ile kız çocuklarının pozitif gelişimi desteklenerek geçilebilir. Gerçek hayatta karşılaşacakları olumsuzlukları bu sayede öğrendikleri rekabetçi ve mücadeleci ruhla aşmayı öğrenebilirler.
Bu noktada bisiklet, kadınlara çevresel algılarını genişleten bir panorama sunar. Bisiklet kullanmak birey olma bilinci aşılar. Algıyı açar ve çevrede olup bitenlere daha duyarlı olmaya yardımcı olur. Bisiklet hem gerçek hem de metaforik anlamıyla, dünyanızı genişletir. Dünya genelinde erkeklere özgü bir araç olarak görülmektedir bisiklet. Ancak kadınların bu araçla genç yaşta tanışmaları, kendi güçlerinin bilincine varmaları. Onların kuşkusuz ki kişisel gelişimlerini olumlu etkileyecektir.
Bisikleti her ne amaçla kullanırsanız kullanın, değişmeyen tek şey vardır: Sonsuz bir özgürlük hissi. Ait olduğunuz, sizi doğanın parçası yapan o şey… Bisikletiniz, kişisel gelişim uzmanınızdır. Bırakın bu rüzgar sizi alıp götürsün. Nereye götürdüğünün bir önemi yok. Önemli olan sizi bambaşka bir evrene taşıyor olması. Bisiklet, bir kadının gerçek zihinsel ve bedensel gücünü, sınırlarının ötesini keşfetmesi için en muhteşem araçlardan biridir.


